Ketojenik Beslenme

Epilepsi hastalarının beslenme tedavisinde uygulanan ketojenik beslenme, son yıllarda karbonhidratlı besinleri hayatından çıkarmayı hedefleyen bireyler tarafından da oldukça tercih edilen bir beslenme şeklidir. Yüksek yağ, düşük karbonhidrat tüketimine dayanan ketojenik beslenmede temel amaç, sağlıklı yağ kaynaklarını tüketerek vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi yağlardan karşılamaktır.

Gün içerisinde karbonhidratın sınırlandırılması, karaciğerden keton cisimciklerinin sentezinin artmasına sebep olur. Sentezlenen ketonlar daha sonra vücutta, özellikle beyin için bir yakıt kaynağı görevi görür. Bu nedenle ketojenik beslenmede enerji tahıl, sebze ve meyve gibi karbonhidratlardan gelen glikoz yerine karaciğerde sentezlenen keton cisimcikleri ile sağlanır.

Ketojenik beslenmede günlük enerjinin çoğu yağlardan karşılanır ve günümüzde bu oran genellikle %80 yağ, %15 protein, %5 karbonhidrat şeklinde ayarlanır. Yüksek oranlarda alınması gereken yağın karşılanması için yoğunlukla hindistan cevizi yağı, çörek otu yağı gibi sağlıklı yağlar, ceviz, badem, fındık, kaju gibi yağlı tohumlar ve peynir, krema gibi tam yağlı süt ürünleri tüketilmelidir.

Bu besinlerle beraber ketojenik beslenmede ahududu, böğürtlen, hindistan cevizi gibi düşük karbonhidratlı meyveler, yumurta, balık, biftek gibi et grubu besinler (protein oranına uygun olarak), brokoli, karnabahar ve kuşkonmaz gibi toprak üstünde büyüyen düşük karbonhidratlı sebzeler de tüketilebilir. Ancak buğday, mısır, pirinç, yulaf gibi tahıl ürünleri, patates gibi nişastalı ürünler, baklagiller ve kavun, karpuz gibi glisemik indeksi yüksek olan meyveler tüketilmemesi gereken besinler arasındadır.

Tüm bu besinlere dikkat edilirken vücut yağı enerji olarak kullanmak, ketozis durumuna geçmek için su tüketimine de dikkat edilmesi ketojenik beslenme için oldukça önemlidir. (Ketozis, vücudun enerji ihtiyacını karşılamak için karbonhidratlardan gelen glikoz yerine yağları kullanarak keton cisimciklerini oluşturması sonucunda ortaya çıkan fizyolojik bir durumdur.)

Ketozis durumunu oluşturmak ve devam ettirmek amacıyla planlanan ketojenik beslenme, bireyler tarafından uygulanması oldukça zor olan bir beslenmedir. Bu nedenle sürdürülebilirliği arttırmak, daha uygulanabilir bir hale getirmek ve epilepsi tanısı almış bireylerde komplikasyonları azaltmak amacıyla günümüzde alternatif ketojenik diyetler oluşturulmuştur.

  YAĞ (%) KARBONHİDRAT (%) PROTEİN (%)
Klasik Ketojenik Diyet 90 3 7
Düşük Glisemik İndeks Diyeti 60 10 30
Modifiye Atkins Diyet 70 5 25
MCT (Orta Zincirli Trigliserit Diyeti) 70

(%40-50 MCT)

20 10

Klasik ketojenik beslenme başlangıçta 1:1 oranında yani 1 gram yağa karşılık 1 gram karbonhidrat ve protein verilerek başlanıp, 3-4 gün içerisinde hedeflenen orana getirilir ki bu genellikle 4:1 oranıdır. Bu da günlük enerjinin % 85-90’ının yağdan, %3’lük kısmının karbonhidratlardan alındığı anlamına gelir. Bu beslenme şeklinde makro besin ögelerinden biri olan yağ çoğunlukla uzun zincirli yağ asitlerinden karşılanır. MCT diyetinde ise hedef orta zincir yağ asitlerini kullanmaktır. Bu nedenle öğünlerde ilk lokmayla beraber MCT alınmalı, gerekiyorsa küçük ara öğünlere de doğru oranlarda eklenmelidir.

Klasik ketojenik diyete benzeyen modifiye Atkins Diyeti yetişkinlerde günlük karbonhidrat oranını 20 gram, çocuklarda 10 gram ile sınırlandırmaktayken düşük glisemik indeks diyeti yağ oranı daha düşük, karbonhidrat oranı daha yüksek olacak şekilde uygulanır.

Etkin olarak epilepsi gibi nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan ketojenik beslenme son yıllarda vücut metabolizması üzerinde oluşturduğu olumlu etkilerinden faydalanmak adına metabolik sendrom, polikistik over sendromu, iskemi, otizm, parkinson gibi çok çeşitli hastalıklarda da uygulanmaktadır. Ancak ketojenik diyet tip 1 diyabet, tiroid, skleroz gibi kronik rahatsızlığı bulunan, yeme bozukluğu olan, hamile veya emziren kadınlar için kullanımı uygun olmayan bir beslenme şeklidir.

Tüm diyet çeşitlerinde olduğu gibi ketojenik beslenmede de kişisel özellikler, yeme alışkanlıkları, besin seçimleri, çeşitli sağlık parametreleri göz önüne alınarak bireye özgü beslenme programı oluşturulmalıdır. Nitekim ketojenik beslenme uygulaması kolay olmayan bir beslenme şeklidir. Bu nedenle günlük beslenmede makro besin ögelerini doğru oranlarda ayarlamak, açlığı engellemek, besin ögesi yetersizliklerinin önüne geçmek için beslenme ve diyet uzmanına danışmak oldukça önemlidir.

Dyt. Sena Çetin

Kaynaklar:

Wikipedia

Kapat

Potamya

Mezopotamya'dan Potamya | Türkiye

Kapat
Sepet (0)

Sepetinizde ürün bulunmuyor. Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Potamya

Mezopotamya'dan Potamya | Türkiye





400₺ üzeri siparişlerinizde kargo ve bez çanta hediye