Evren Aydın Kimdir?

Kişisel fitness ve Pilates eğitmeniyim. Danışmanlık verdiğim kişilere yağ yakımı, kas gelişimi, postürel egzersiz metotları  eğitimleri verirken bir yandan sağlıklı yaşam için tamamlayıcı öğretilerle destek sağlıyorum. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk Pilates dergisi olan Pilates Life Dergisi’nin yayın yönetmenliğini yapıyor ve dergi içerisinde köşe yazarlığı yapıyorum. 10 yıla aşkın süredir vegan besleniyorum ve doğanın besleyici gücüne inanıyorum.

Vegan –  Vejetaryan beslenen bireyler için oluşturulan ağır spor yapamaz algısını yaratan etken/ şey nedir?  Doğruluk payı var mıdır sizce?

– Egzersiz ve spor denince birçok bireyin aklına yoğun protein tüketimi zorunluluğu geliyor. Egzersizle beraber protein ihtiyacımızın arttığı doğru. Hele ki profesyonel bir sporcuysanız branşınıza göre protein ihtiyacınız sağlık için egzersiz yapan bir bireyden daha fazla olacaktır.

Yüksek yoğunluklu egzersizler, kuvvet egzersizleri, patlayıcı güç çalışmaları, hafta içerisinde çok sayıda antrenman yapıyor olmak, kaslarınızın yenilenebilmesi ve gelişebilmesi için protein tüketimini önemli hale getiriyor.

Profesyonel bir sporcuyla sadece sağlık için egzersiz yapan birinin protein ihtiyacı aynı mıdır; bunu incelemek gerekiyor. Protein ihtiyacımız abartılıyor mu?

-Bitkisel beslenen bireyler proteinsiz mi kalıyor literatürdeki bilgileri inceleyelim. Bir bireyin sağlığını sürdürebilmesi için ihtiyacı olan protein kilomuz başına 0.8 gramdır. Bu ihtiyaç egzersiz yapan bireylerde kilo başına; 1,- 1,5 grama kadar çıkabilir. Performans sporcularında, vücut geliştirme sporcularında ise protein ihtiyacı kilo başına 2- 2,5 grama kadar çıkabilir.

Bize yıllarca sadece et, süt, yumurta tüketimiyle protein alabileceğimiz bilgisi öğretildi. Dolayısıyla bitkisel beslenme ile yeterli protein alamayacağımız gibi bir algı oluştu.Baklagil, tahıl ve kuruyemişlerin dengeli tüketimiyle protein ihtiyacımızı karşılıyor olmak sanıldığı kadar zor değil. Ancak bu gıdalar yüksek protein içermelerine karşın her baklagilin ya da tahılın amino asit profili tüm ihtiyaçlarımızı birden karşılamayabilir. Tek tip gıda tüketiminden kaçınmak,farklı seçimler yaparak besin çeşitliliğini arttırmak, baklagil ve gıdaları kombinleyerek tüketmek daha zengin bir beslenme biçimi oluşturur. Örneğin kuru fasulye ve pirinç, yeşil mercimek ve bulgur beraber tüketildiğinde ihtiyacımız olan tüm aminoasitleri karşılıyor. Tüm bunlarla beraber kilo kontrolü sağlayabilmek için baklagil ve tahıl tüketiminde porsiyon tüketimine dikkat edilmeli. Çünkü yüksek protein içeren bu besinler yüksek ölçüde kaliteli karbonhidrat da içeriyor.

Özellikle son yıllarda etik nedenler dışında sağlıklı olabilmek ve performans arttırabilmek içinde birçok sporcu bitkisel beslenmeye geçiş yapıyor. Örneğin ; Olimpiyat Şampiyonu atletizm sporcusu Carl Lewis bir vegan. Dünyaca ünlü tenis oyuncusu Serena-Venus kardeşler, body building ve strongman yarışmacısı Patrik Baboumian, Arsenal’in ünlü futbol oyuncusu Hector Bellerin, Formula 1 pilotu Lewis Hamilton, Nba basketbol oyuncusu Kyrie Invinf, vücut geliştirme sporcusu Barny du Plesis, karma dövüş sporcusu Nate Diaz, Amerikan futbolu sporcusu Tony Gonzalez vegan sporcular! Ve hepsi alanında dünya çapında başarılar elde eden, güçleri, hızları, çeviklikleriyle parmakla gösterilen sporcular. Eğer vegan beslenerek spor yapılamıyor, protein ihtiyacı karşılanamıyor olsaydı bu sporcular böylesi başarıları elde edemezdi.

Vegan – Vejetaryan beslenen bireyler antrenman öncesi ve sonrası ek besin olarak ne tüketebilir?

-Vegan – Vejetaryan beslenen bireyler antrenman sonrası protein ihtiyacını karşılamak için beslenme uzmanlarının da onayıyla protein, amino asit destekleri kullanabilirler.  Ya da Potamya makarnaları gibi protein içeriği yükseltilmiş çeşitli gıdalarla pratik şekilde ihtiyaçlarını karşılayabilirler.

Vegan beslenmeye 10 sene önce başladığınızı söylediniz bize bu kararınızı daha detaylı anlatabilir misiniz?

-Hayvanları çok seven bir çocuktum. Et ve hayvan ürünlerini ise tüketmeyi sevmiyordum doğrusu.  Ancak o dönemde hayvanların yemek olmak için öldürüldüğünü idrak edememiştim ve etik değerlerle ilgili bilgi sahibi değildim. 11-12 yaşlarında bir gün hep yemek ismi olarak duyduğum tavuğun aslında gözleri olan, kanat çırpan o tavuk olduğunu fark ettim. O günden sonra hayvanlara zarar veren herhangi bir davranışta bulunmamak için her şeyi daha ince düşünüp değerlendirmeye başladım.

-Peki vegan beslenmeyi ve vegan yaşam algısını hayatınıza kazandırdıktan sonra bedensel ve zihinsel sürecinizde ne gibi değişiklikler oldu?

Bilinçlenerek vegan beslenmeye başladıktan sonra bedenimde çok büyük bir farklılık görmedim ancak hayvansal ürünlerin vücuttaki toksik etkisini, ağırlığını hissetmiyorum.  Zinde, hafif ve daha rahat hissediyorum. Bu hafifliği adil bir yaşam içinde olmanın verdiği zihinsel düşünüyorum.