Nutrigenomikler

Son yıllarda beslenme alanına olan ilginin artmasıyla beraber besinler ve kalıtsal genler arasındaki ilişki çok daha fazla konuşulmaya başlandı. Özellikle Amerikan Beslenme Derneğinin 2019 yılı toplantısında ortaya çıkan sonuç, daha önce birçok diyetisyen tarafından desteklenen “kişiye özgü beslenme” terimini vurgular nitelikteydi ve farklı bireylerin aynı diyet bileşenlerine aynı tepkiler vermediğini savunmaktaydı. Nitekim herkes için en iyi sonucu verecek tek bir diyet yaklaşımı yoktur. Altta yatan birçok faktör olsa dahi, belirli beslenme planlarının bazı kişilerde oldukça faydası görülürken bazı kişilerde de geçerliliği olmamasının asıl nedeni genetik yatkınlıklarımız olabilir.

Çoğu beslenme planı bir bireyin günlük kalori ihtiyacının hesaplanması ve makro-mikro besin ögelerinin doğru oranlarda diyete eklenmesi ile hazırlanır. Bu oldukça doğru bir yaklaşım olmasına rağmen, nutrigenetik ve nutrigenomiklerin açıkladığı doğal bir unsur vardır: bireysel ihtiyaçlar ve tepki…

Genetik yapımızın, sağlık ve beslenme ile arasındaki bağlantısını araştıran bu alana ise nutrigenomik denir. Nutrigenomik kavramı, 1990 yılında başlatılan İnsan Genom Projesi ile öne çıkmış, günümüzde ise beslenme alanında oldukça ses getirmiş, büyüleyici bir alandır. Hastalık, gen ve beslenme üçlüsü üzerinde çok sayıda araştırma yapılmasına neden olan bu alan, günümüzde genetik kodumuzun hangi besin maddelerine hangi oranlarda ihtiyacı olduğunu açıklar ve sağlıklı yaşamı en iyi şekilde korumaya yardımcı olur. Kısacası nutrigenomik ile beslenmeyle ilişkili hastalık riskini etkileyen genler tanımlanır ve tanımlanan bu genetik yatkınlıkların altında yatan mekanizmalar çözümlenmeye çalışılır. Bunun karşıtı olan ve nutrigenomikler ile sıkça karıştırılan nutrigenetik ise bireyler arasındaki genetik farklılıkların belirli besinlere karşı verdiği cevabı analiz eder. Bu kapsamda nutrigenetik, genetik polimorfizmler (aynı gendeki bireye özgü farklılıklar) ve klinik deneyim kapsamında beslenme tedavisinin ilaç gibi bireye uygulandığı bilim dalıdır. Kısaca özetlemek gerekirse nutrigenetik, vücudun genetik yapımıza dayalı olarak besinlere nasıl tepki verdiğini incelerken nutrigenomik, besinlerin genlerimizi nasıl etkilediğini inceler.

Bu alanlara örnek vermek gerekirse; süt ve süt ürünlerinde bulunan ‘galaktoz’ adlı şekerin sindirilmesinde görevli enzimin üretilememesi ile ortaya çıkan ‘galaktozemi’ hastalığında, basit bir gen testine dayanılarak hastaların galaktozsuz diyete başlaması gerekir. Yine aynı şekilde proteinli gıdalarda bulunan ‘fenilalanin’ isimli aminoasidin karaciğerde parçalanmaması ile oluşan ve ailevi geçişli bir hastalık olan fenilketonüri hastalığında gen testi ile bakılarak fenilalaninden kısıtlı özel tıbbi beslenme tedavisi uygulanır. Nutrigenomik alanı halk arasında bilinirliği daha az olan bu hastalıklarla sınırlı kalmayıp, şimdiye kadar yaklaşık 1000 farklı genin hastalıkla olan ilişkisini ortaya koymuştur.

Özellikle tüm dünyada yüksek prevelans ile seyreden obezite ve kalp- damar hastalıkları da nutrigenomik ile önemli derecede ilişkilendirilen hastalıkların başında gelir. Bunun sebebi ise hem obezite hem de kalp damar hastalıklarının, diyet de dahil olmak üzere genetik ve çevresel faktörlerin etkileşim mekanizmalarına sahip olmasıdır. Bu nedenle, bireyin genetik geçmişinin bilgisine dayanan kişiselleştirilmiş beslenme önerileri, belirli bir diyet müdahalesinin sonuçlarını iyileştirebilir ki bu durum obezite ve kalp-damar hastalıklarını azaltmak için yeni bir diyet yaklaşımını temsil eder. Üstelik obezite, kanser, diyabet gibi hastalıkların gelişimini etkileyen birçok genetik varyasyon tüm dünyada tanımlanmış durumdadır.

Özetlemek gerekirse, genetik farklılıklarımızın beslenme planı ile birleştirilmesine olanak sağlayan nutrigenomik, insanı bir bütün olarak ele alan kapsamlı bir beslenme felsefesinin parçasıdır. Nitekim genlerimiz de tuza yada şekere karşı ne kadar hassas olduğumuzu, vitamin eksikliklerine olan yatkınlıklarımızı, belirli besinlere intolerans geliştirme olasılığımızı hatta vücudunuzun yaralanmaları onarmada ne kadar etkili olduğunu belirleyebilir. Unutmamak gerekir ki beslenme planlarımız ne kadar kişiselleştirilirse sonuç o kadar iyi olur. Nitekim beslenme genetiği değiştiremez ancak epigenetik düzeyde değişiklik yapabilir ve sağlığı iyileştirme yönünde genetik görevleri düzenleyebilir.

Dyt. Sena Çetin

Kapat

Potamya

Mezopotamya'dan Potamya | Türkiye

Kapat
Sepet (0)

Sepetinizde ürün bulunmuyor. Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Potamya

Mezopotamya'dan Potamya | Türkiye





400₺ üzeri siparişlerinizde kargo ve bez çanta hediye